3 Mayıs 1841’de, Philadelphia merkezli Graham’s Magazine ’in otuz iki yaşındaki editörü Edgar Allan Poe, Harvard Üniversitesi’nde Modern diller profesörü olan Henry Wadsworth Longfellow’a bir davet mektubu yazdı. Poe’dan iki yaş büyük olan Longfellow akademide bir yer edinmiş ve şair olarak ün kazanmıştı. Hırslı -fakat kendisini henüz yeteri kadar güçlü hissetmeyen Poe ise edebi ün kazanmayı, kendisini editör ve edebiyat gündemini belirleyen kişi olarak yükseltmeyi umuyordu. Modern diller profesörünü davetiyle etkileyebilmek için mektubuna bilinçli olarak Fransızca ifadeler serpiştirdi ve ona iltifatlar yağdırdı: ‘’Sevgili Beyefendi Bu şehirde yayımlanan ve editörlüğünü benim yaptığım aylık bir dergi olan Graham’s Magazine’in sahibi Bay George R. Graham, sizin derginin sayfalarını onurlandırmanızı rica ediyor. Sizin tarafınızdan bilinir olduğumu düşünmek için hiçbir nedenim yok; fakat bu davette bulunulacaktı ve bunu ben yapıyorum. Sizden her ay şiir ya da düzyazı, uzunluğu
Platon’dan Max Weber’e Platon tiranlık sorununu ele ala ilk ve en etkili düşünürlerden biridir. MÖ 380 civarında yazdığı Devlet adlı diyalogunda, demokrasilerin tiranlık biçiminde başarısız olmaya mahkum olduğunu savunur. Platon hiçbir zaman demokrasi taraftarı olmamıştır. Muhtemelen bunun nedeni, hocası Sokrates’i ölüme mahkum eden Atina demokrasisiydi. Platon, demokratik yönetim biçimlerinin ahlaksız ve eğitimsiz bir nüfus ürettiğine ve bu nüfusun kitlelerin arzularını tatmin etmekte usta olan sözle aldatma ve ikna etme yetenekleriyle donanmış politikacılar için kolay bir av haline hâline geldiğine inanıyordu. Aynı zamanda Platon, ‘’Devlet’’ ile aynı dönemde yazdığı ‘’Gorgias’’ diyalogunda, bu tür politikacıların kamu yararını artırmak yerine sağlıksız vaatlerle kitleleri baştan çıkardığını söyler. Platon şöyle der: ‘ ’Bir aşçı ve bir hekim, kim hangi besinlerin daha yararlı, hangisinin daha zararlı olduğunu biliyor diye bir tartışmaya girişseler ve bu tartışmanın sonucuna da ç